'Bir Ruhun Hikayesi'

Dorian Gray'in Portresi

 Kitabın başlangıcı Oscar Wilde’ın “Sanatçı güzel şeyleri yaratandır” diye başlayıp “Sanatların tümü oldukça yararsızdır” diye biten giriş sözleriyle başlıyor.  İrlandalı oyun yazarı, romancı, kısa öykücü ve şair, iğneli üslubu ile geç Victoria dönemi Britanya'sının en başarılı ve ünlü yazarları arasına girmiş Wilde, 1891 yılında yayımlamış bu felsefi romanı. Wilde'in yayımlanmış tek romanı. Kitap, kendisi yerine tuvaldeki portresinin yaşlanması dileyen ve bu dileği gerçekleşince yoldan çıkıp yozlaşan haz ve güzellik tutkunu yakışıklı bir adamı konu alıyor. Daha detaylı aktarmak gerekecekse; ressam Basil Hallward, güzelliği karşısında büyülendiği genç Dorian Gray’in bir portresini yapar. Ressamın evinde Lord Henry Wotton’la tanışan Dorian, hayatta izlemeye değer tek şeyin güzellik olduğunu savunan Lord Henry’nin görüşlerine hayran kalır. Ama güzelliğinin bir gün solup gideceğinin farkına varınca kendisinin değil, portresinin yaşlanmasını diler. Dorian’ın büyük sırrını, portredeki değişimi sadece Basil fark edecektir.

Oscar Wilde’ın tek romanı Dorian Gray’in Portresi 1891 yılında yayımlandığında, ahlaksızlığı yücelttiği gerekçesiyle büyük tepkiyle karşılandı. Dorian Gray’in kendini yıkıma sürüklemesi bile, yapıtın eleştirmenlerce ahlaksızlıkla suçlanmasını engellemedi. Wilde ise ısrarla, ahlaki bir sonu olsa da sanatın özünde ahlakdışı olduğunu vurguladı ve herkesin Dorian Gray’de kendi günahını göreceğini tekrarladı.

Katılığa ve durağanlığa karşı, başkaldırıcı bir estetiğin savunucusu olan Oscar Wilde, güzelliğin en görkemlisinin sanatta olduğunu, yaşamın, güzelliklerin yaşanması olduğunu söylemiş, böyle yaşamaya, böyle yazmaya çalışmıştır.

Şimdi sizlerle kitaptan altını çizdiğim, ilginç gelen, beğendiğim sözleri paylaşacağım;

“Ben birisinden çok fazla hoşlandım mı onun adını hiç kimseye söylemem. Onun kimliğinden bir parçayı başkasına teslim etmek gibi gelir bu bana. Gizli kapaklılığı sever oldum zamanla. Çağdaş yaşamı gözümüzde gizemli, büyülü kılabilecek tek şey bu gibi geliyor bana. Gizli tutarsan en sıradan şey bile tatlı, zevkli olabiliyor. Şimdilerde kentten ayrıldığımda gideceğim yeri kimselere söylemiyorum. Söylesem bütün tadım kaçacak. Çocuksu bir huy olabilir, gene de insanın yaşantısına bol romantizm katıyor sanki.”

“Hissedilerek çizilmiş her portre ressamın bir portresidir, modelin değil. Modelin orada bulunması yalnızca resmin yapılmasına yol açan rastlantı, bahanedir. Ressamın gözler önüne serdiği kişi o değildir; tersine, renkli tuvalin üzerinde açıklanan, ressamın kendi kişiliğidir. Bu resmi sergilemekten kaçınmamın nedeni şu ki resimde kendi ruhumun gizini ele vermiş olmaktan korkuyorum.”

“Oysa yaşantıma dışarıdan bir müdahale olsun istemiyordum. Benim ne denli bağımsız yaradılışlı olduğumu sen bilirsin, Harry. Her zaman başıma buyruk olmuşumdur.”

“Benim de ruhumu onların sığ, meraklı gözlerinin önünde sergilemeye hiç niyetim yok. Yüreğimi onların mikroskoplarının altına asla sermeyeceğim. Portrede benim özbenliğimden çok şey var, Harry, gereğinden çok!”

“Ruhumun tümünü, yakasına takacak bir çiçek yerine koyan birine vermişim; kibrini okşayacak bir süs  yerine koyuyor benim ruhumu, bir yaz gününde atılacak bir süs.”

“Ne var ki deha hiç kuşkusuz güzellikten daha uzun ömürlüdür. Hepimizin, kendimizi aşırı derecede eğitmek uğruna bunca zahmete katlanmamız da bundandır ya.”

“İnsanların duygularını düşüncelerinden çok daha zevkli buluyordu Lord Henry. Kişinin kendi ruhu ve dostlarının duyguları: Hayatta insanı saran konular bunlardı işte.”

“Dünya geniş. İçinde bir sürü harika insan var.”



Yorumlar

Popüler Yayınlar